Artık sünneti de cerrahlar yapacak: Fenni Sünnet Yasaklanıyor!

0
197

Artık sünneti de cerrahlar yapacak: Fenni Sünnet Yasaklanıyor!

(Sadehayat.com)

Zaman Gazetesinin 1 Kasım 2013 tarihli haberine göre Sağlık Bakanlığı’nın birçok alanda kanuni değişiklikler içeren Sağlık Torba Tasarısı komisyondan geçti. Sağlık Komisyonu’nda kabul edilen ve önümüzdeki günlerde Meclis’te yasalaşması beklenen düzenlemede fenni sünnetçiliğe ilişkin de bir düzenleme yer alıyor. Kanunda fenni sünnetçilerin yetkileri 2013 yılı sonu itibariyle sona eriyor. 2014 yılından itibaren sünneti sadece cerrahlar yapabilecek.

Fenni sünnetçilik yasaklanırken, sadece cerrahların sünnet yapması hükme bağlanıyor.

Sağlık Teknikeri Anestezist Tuğrul Demirci, “Sadece doktorlara bu yetkinin verilmesi ile bu sorun aşılmaz. Şuan davalar incelendiğinde büyük bir oranda doktorlar tarafından yapılan sünnetlerde sorun var. Genellikle doktorlar yaptıkları sünnette elektro koter kullanıyor. Bu da çoğu olayda kangren olayıyla sonuçlanabiliyor.” diye konuştu.

Geleneksel Tıp Eğitimi almış olan Aile Hekimi ve aynı zamanda Kupa Terapisi Derneği Başkanı Dr. Orhan Ali bu düzenleme ile ilgili şu açıklamada bulundu;

“Sünnet konusunda yalnızca doktorlara yetki verilmesi kararını bir kaç nedenden ötürü yanlış buluyorum. Öncelikle her gün binlerce erkek çocuğun sünnet edildiği bir ülkede böyle bir düzenleme sünnetin ulaşılabilirliğini ortadan kaldırıyor. Türkiye’de 2007 yılının rakamlarına göre çalışan 4bin civarında cerrah bulunmakta. Her yıl 1.5 milyon çocuğun dünyaya geldiği bir ülkede sadece cerrahların sünnet uygulaması çok zor. Doktorlar buna zaman ayıramaz.

Ayrıca 6 yıllık Tıp fakültesi eğitimi boyunca doktorlar sünnet uygulaması konusunda herhangi bir eğitimden geçmiyorlar. Cerrahi uzmanlıklarda da durum aynı.

Sünnet hastane ortamına sokulduğu zaman çok invazif bir işlem haline geliyor. Genel anestezi uygulanıyor, kimilerine lazerle uygulama yapılıyor. Bunların her biri yeni problemler doğuruyor. Özellikle anestezi kaynaklı problemler ortaya çıkıyor veya hastane mikropları ve uygulamanın kendisi dokunun geç iyileşmesine neden oluyor. Yani hastanede sünnet uygulaması birçok komplikasyona zemin hazırlanıyor. Bazı çocuklarda hemofili gibi genetik kan hastalıkları olabilir diye herhangi bir hastalığı olmayan milyonlarca çocuğa hastane ortamında sünneti zorunlu kılmak hem fazla hem de riskli bir önlemdir.

Geleneksel usullerde sünnet ise çok daha farklı uygulanıyor. Doktorlar, geleneksel usulde yapılan sünnet için “acemilerdi, sünneti eksik yapmışlar” derler. Hâlbuki geleneksel sünnette prepisyum dokusu derin kesilmezdi. Bu da kanamayı ve acıyı azaltır, cinsel sağlığı korurdu. Bugünkü uygulamada ise “estetik sünnet” adı verilen yöntemle prepisyum derin kesiliyor. Bu yanlış bir uygulama. Bugün birçok erkeğin yanlış sünnet nedeniyle iktidarsızlık, erken boşalma gibi problemler yaşıyor olması kuvvetli bir ihtimaldir. Bu nedenle sünnette prepisyum kalın bırakılmalı, dikiş kullanılmamalı. Geleneksel usul sünnette buna son derece dikkat edilir.”

Sünnetin müslümanlar için sağlık ve ibadet amacı taşıdığına dikkat çeken Dr. Ali, bu nedenle halka, inançlarına ve geleneksel usule uygun sünnet seçeneği sunulması gerektiğini belirtti.

Dr. Ali “Doğru ve sağlıklı sünnet geleneksel usule göre eğitilmiş doktor, sağlık personeli veya fenni sünnetçiler tarafından yapılabilmelidir” dedi.