Göbek Kordonu Ne Zaman Kesilmeli?

0
324

12.12.2013_gobek_kordonu

NHI İstanbul Doğal Sağlık Enstitüsü Özel Raporu

Yakın bir zamana kadar ‘biyolojik atık’ olarak değerlendirilen kordon kanının bir hazine olduğu anlaşıldı. Sadece kozmetik ve parfüm üretiminde kullanılan bebek kordon kanında son derece değerli ‘kök hücre’ bulunuyor. Yeni doğanlar için tüm bebeklik aşılarının yerine geçebilecek ve bağışıklığı kuvvetli şekilde destekleyen bu kan, günümüzde yeni bir tehlikenin konusu oluyor: Kordon Kanı Bankacılığı. Bu yazımızda göbek kordonu ne zaman kesilmelidir ve kordon kanı bankacılığı ne gibi zararlar doğurabilir sorularını cevaplandırmaya çalışacağız.

Göbek Kordonu Ne Zaman Kesilmelidir?

Günümüzde hastanelerde yapılan normal doğumlarda bebeğin kordon bağı, doğum sonrası ilk 60 saniye içinde kesiliyor. Fıtri yasalara göre ise, kordonda kan akışı durup, kan tamamen bebeğe geçene kadar, yani yaklaşık 5-15 dakika beklenmesi gerekir. Bu süre boyunca kanın plasentadan bebeğe daha kolay akması için bebeğin rahim seviyesinin altında tutulması şarttır. Yani jinekolojik doğum pozisyonu değil, geleneksel doğum pozisyonları uygulanmalıdır (ayakta, çömelerek, doğum sandalyesinde oturarak).

Göbek Kordonunun (Bağının) Bir Süre Beklenerek Kesilmesinin Faydaları Nelerdir?

Bilim dünyası yapılan son çalışmalarla kordon bağının geciktirilerek kesilmesinin bebek sağlığı açısından olumlu olduğunu doğruluyor.

  1. Kordon bağının geç kesilmesi; bebeklerde demir stoğunun artmasını sağlar ve demir eksikliğine bağlı anemi riskini azaltır.
  2. Bebeğin, 50 – 100 ml daha fazla kana sahip olmasını sağlar. Bu miktar, yenidoğan bebeğin kan miktarının yarısı demek.
  3. Göbek kordonunun kesilmesini geciktirmek bebekte kırmızı kan hücrelerinin sayısını arttırır ve dokuların daha fazla oksijenlenmesini sağlar.
  4. Bebek doğduğunda kurulmuş bir bağışıklık sistemi ile doğmaz. Kordon kanı bebeğin bağışıklık sisteminin daha kısa sürede gelişmesini sağlar. Anne karnındaki süreçte, annenin kimyasal kullanması sebebiyle oluşan enzim üretim bozukluğu, doku veya doğum hasarlarını kordon kanında bulunan kök hücreler çok kısa süre içinde onarır.
  5. Kordonda bulunan fazla kanın bebeğe ulaşması beklenirken bebek annenin kucağına verilir. Bu durum bebek ve anne arasındaki manevi bağın güçlenmesini sağlar ve emzirmeyi kolaylaştırır.
  6. Kordon kanının bebeğe verilmesi, prematüre bebeklerde kan nakli ihtiyacını azaltır. Bu bebeklerde daha az solunum problemi yaşanıyor; beyinde oksijen seviyesi normal seviyede tutulabilir.
  7. Kordon bağının geç kesilmesiyle bebeğe daha fazla sayıda kök hücre transfer edilmiş olur, organ bozuklukları önlenir ve kalp karıncığı içindeki kanama olasılığı azalır.

Kordon kanının tamamının bebeğe verildiğinde, bebeğin kanının artması sonucu Yenidoğan Sarılığı ortaya çıkabilir. Günümüz doktorları sarılığın ortaya çıkma ihtimali sebebiyle kordon kanının bebeğe aktarılmasına karşı çıkabiliyorlar. Ancak bu hafif ve geçici sarılığın tehlikeli olabileceğine dair hiç bir kanıt ortaya konulamamıştır. Aksine, yenidoğan sarılığı, antioksidan etkileri olduğu için faydalı olarak değerlendirilmelidir.

Kordon Kanı Bankacılığının Muhtemel Zararlar Nelerdir?

Kordon Kanı Bankacılığı, faydası hala müphem bir uygulamadır. Buna rağmen birçok büyük şirket bu alana ciddi yatırımlar gerçekleştiriyor; ve ne yazık ki reklam kampanyaları ile ebeveynlere duygusal sömürü yapılıyor.

Verilere göre 20.000 bebekten yalnızca birinin 20 yaşına geldikten sonra kordon kanı bankasına verdiği kandan herhangi bir hastalığı için fayda görme olasılığı var. Üstelik birçok durumda kişinin saklanan kordon kanı, genetik hastalık ortaya çıktığında kişiye bir fayda sağlamıyor. Böyle zayıf ve yetersiz bir ihtimal karşısında bebekler, doğum sonrası büyük ihtiyaç duydukları kordon kanından da mahrum bırakılıyor.

Yapılan araştırmalar bebeğin doğumdan sonraki ilk 4 dakika içinde plasentadan kan aldığını gösteriyor. Kordon kanının erken kesilmesi veya bu kanın bankalarda saklanmak üzere toplanması bebeğin %30 daha az kana sahip olması demek. Bu da ilerleyen yaşlarda kan eksikliğine, bağışıklık sistemi yetersizliğine, anemi problemlerine yol açabiliyor.

Daha da kötüsü yetersiz donanıma sahip bankalardan alınan kök hücrelerin, bilinçsiz tedaviyle uygulanması sonucu yakın ve uzak vadede ciddi zararları olabiliyor. Örneğin genç bir çocuğa uygulanan kök hücre tedavisinden sonra hastada beyin tümörü geliştiği biliniyor.

Ayrıca bu yöntemle ilgili Müslümanların şuurlu olması son derece önemli. Sütkardeşliğinin İslam açısından önemi ve süt bankalarının sakıncası açıktır. Kordon kanı nakli vasıtasıyla da kardeşlik bağı ortaya çıkmaktadır. Çünkü hücre içinde yer alan ve kişinin bütün özelliğini taşıyan DNA en kalıcı maddedir. Kordon kanı nakliyle DNA taşınmakta ve iki kişi arasında biyolojik bir bağ kurulmaktadır.

Son olarak Kordon Kanı Bankacılığı bize İnsanın hiç bir parçasının ticari bir amaç veya sigorta olarak kullanılmaması gerektiği gerçeğini hatırlatmalıdır. Ne yazık ki kordon kanı bankacılığı da ticari bir sektördür.
 

Not: Bu yazı Aidin Salih Hanımefendinin açıklamalarından derlenmiştir.


Kaynakça

  1. Pubmed.com
  2. Thelancet.com
  3. Jamanetwork.com
  4. Ttb.org.tr
  5. Biomedcentral.com
  6. Taskın L., Doğum ve Kadin Sağliği Hemşireliği, Sistem Ofset Matbaacılık, Ankara, 2009